“Diyorsanız bir daha düşünün: Domuz eti yemedim”

Hazır yoğurtlar, hazır dondurmalar, pastanelerden alınan birçok ürün… Günlük alışverişlerimizde evimize pek çok gıda maddesini sokuyoruz. Ancak yüzlerce ürün arasında domuz eti bulunmadığına emin miyiz? Gıda sektörü, her gün sağlığımızı tehdit eden birçok ahlaksız uygulama ile karşımıza çıkıyor. Hazır yoğurtlardan, dondurmaların, pastanelerdeki ürünlerin birçoğunda “kıvam artırıcılar” adı altında domuz mamülleri kullanılıyor. Artık neyin içinde olduğunu bilmek neredeyse imkânsız.

Gıda sektöründe yaygın olarak kullanılan kıvam artırıcılar, katkı maddeleri “E” ile başlayan ve anlamadığımız, nereden/nasıl elde edildikleri belirsiz sayılarla ifade ediliyor. Özellikle jelatin (E441), gıda sektöründe sıkça kullanılan bir protein. Ancak bu jelatinin büyük bir kısmı Müslüman olmayan ülkeler tarafından üretiliyor. Türkiye, yılda yaklaşık 20 milyon dolar harcayarak jelatin tüketiyor, ancak bu miktarın sadece küçük bir kısmı yerli üretimden karşılanabiliyor.

Gıda sektöründeki bu belirsizlik, inanan insanlar için endişe verici. Jelatinin yaygın olarak kullanıldığı ürünler arasında pastalar, yoğurtlar, dondurmalar, et ürünleri, şekerlemeler, kapsül, film ve tablet yapımında kullanılan ürünler yer alıyor. Özellikle “E” kodlarıyla ifade edilen katkı maddelerinin menşei büyük bir muamma, ve bu durum tüketicileri bilinçli tercih yapma konusunda zorluyor.

Gıda sektöründeki bu ahlaksız uygulamalara karşı bilinçli ve sağlıklı alternatifleri tercih etmek, evde üretim yapmak önemli. Çocuklarımızın sağlığını riske atmamak adına evde yapılan, içerisinde sağlığa zararlı katkı maddeleri bulunmayan ürünleri tercih etmek, tüketicilerin bilinçlenmesi ve sektördeki bu olumsuz uygulamalara karşı durması gerekiyor. Unutmayalım ki, sağlıklı beslenme iradeyle başlar ve bilinçli tercihlerle devam eder. Allah’a emanet olun.